Amerikan sinemasının çok sevdiğim bir özelliğidir kahraman yaratmayı bilebilmesi ya da var olan kahramanları hakkıyla yüceltmesi. Bunu çoğunlukla Amerikan rüyasının ışıltılarıyla donatarak heyecanlı hikayelerle sunar bize. Bu hikayelerin sonlarını biliriz ama her zaman o sonuca nasıl ulaşıldığını merak etmekten de kendimizi alıkoyamayız. İşte yine öyle bir hikaye. Efsane basketbolcu Michael Jordan ve Nike anlaşmasının perde arkası ve bilinmeyenleri bize zevkli bir seyir yaşatacak şekilde süslü bir tepside sunuluyor.







