Hollywood'un klasik felaket filmlerinin tadı hep başka olmuştur. Efekte
dayalı müthiş sahneler, toplumsal faciadan bireyler üzerine yoğunlaşan
kişisel çabalar ve afetin sarsıntıları ile birlikte azalan hüzün sonunda
gelen mutluluk. Son dönemlerdeki örneklerinden birisi ise San Andreas
Fayı.Gerçek bir depremden esinlenerek daha büyüğünü hayal etmiş ve en büyük korkularımızdan birini yeniden canlandırmak amacıyla yönetmenlik koltuğuna oturan Brad Peyton; Dwayne Johnson, Carla Gugino ve Ioan Gruffudd gibi önemli isimlerle el sıkışmış.
San Andreas Fayı botunca ard arda gerçekleşen ve şiddeti gittikçe artan depremleri ele alan bu klasik Hollywod filminde yüksek tempolu sahneler ilk dakikalardan itibaren başlıyor ve yaşanan birkaç badirenin arkasından Hollywod'un dev abisi Dwayne "Rock" Johnson'ı görüyoruz. Canlandırdığı ve 600'ü aşkın kurtarma gerçekleitren koca adamımız Ray muhteşem bir operasyon gerçekleştiriyor.
Ancak ne kadar büyük bir kurtarma görevlisi olsa da ailesinde kurtaramadığı bazı şeyler olacak ki çözülen ev içi meselelerine üçüncü gözden şahit oluyoruz. Tıpkı aile gibi filmde burada çözülüyor aslında. Ray halkın kahramanı olduğu gibi ailesinin de kahramanı olabilecek mi ? Bütün bu sorular cevaplarını bulmak ister gibi sonraki sahnelerde yerlerini büyük sarsıntılara bırakıyorlar ve yönetmen aslında bildiğimiz ama umursamazlığımız sonucu her zaman göz ardı ettiğimiz bir gerçeği yüzümüze vuruyor. Doğanın karşısında insanın acizliği.
Aslında San Andreas Fayı Amerika'nın başına gerçekten de büyük belalar
açmıştı: 1906 yılında San Francisco'da meydana gelen 7.8 büyüklüğündeki
deprem güney-kuzey doğrultusunda 477 km alanı ikiye ayırmıştı ve bu
deprem Amerika tarihinin en kötü doğal afeti olarak insanlık tarihindeki
yerini almıştı. Bunun sonucunda ise 3000'den fazla insan ölmüştür ve
ekonomik etkileri Katrina Kasırgasını anımsatmaktadır.
Yine aynı faydan kaynaklanan bir diğer deprem ise 1989 Loma Prieta
depremidir. 15 saniye süren 6.9 şiddetindeki bu depremde 63 kişi ölmüş,
3757 kişi yaralanmış ve 12.000 kişi evsiz kalmıştır.
İşte bütün bunların bilincinde şehrin çöküşüne ve en yüksek binaların
çocuk oyuncağı gibi sallanmalarına şahit oluyoruz. Bütün bu olayların
içinde kalan bir aile ve ön planda depremin bu aileye getirdikleri.
Oyunculuklara baktığımızda ise Dwayne Johnson ve Carla Gugino'nun
bilindik etkilerinin yanında Alexandra Daddario ve genç yetenek Art
Parkinson işlerini muhteşem bir şekilde yapıp hikayeye ayrı bir tat
katıyorlar.
Filmin gerçekliği konusunda ise sözü Dr. Lucy Jones'a bırakıyoruz. Film
ekibi böyle bir depremde biz ne yapardık sorusuna verdikleri cevabı
beyaz perdeye yansıtmadan önce çeşitli üniversitelerdeki öğretim
görevlisi olan deprem uzmanları ile çalıştıklarını belirtti. Ayrıca
ekipteki deprem uzmanları TLC Chinese Theatre'da gerçekleşen galaya da
katıldılar ve onlardan birisi de ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu'nda
görev yürüten Dr. Lucy Jones idi. Jones film ile ilgili;
"Filmi deprem bilimi konusunda kaynak almayın ancak depreme karşı önlem alma konusunda ilham verici olmalı" sözlerini kullandı.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder